"Algı Gerçektir" Algısı, Gerçek Değildir.

Yaşam kolektif bir bütünleşmenin sonucudur. Bu kolektif yapının içerisinde deneyim, gözlem, eylem, duygu, hata, acı, mutluluk gibi soyut ve somut bileşenler vardır. Bu bileşenlerin soyut ve somut olması yaşamın çok yönlü ve değişken olduğunu bizlere gösterir.

Hayata gelen insan bu kolektif yapının içinde kendine ait bir bölüm açar ve kendi yaşamını orada kurar. Bir zaman sonra ise insan yaşadıklarının sonucu olur. Bu oluşum ise insanın çok yönlülüğünü geliştirirken stabil kalmamasını sağlar. Bu çok yönlülük ve stabil olamamanın insana getirdiği şeylerin başında ise hata yapma lüksü ortaya çıkar. Bileşenlerin içinde olan bu kavram insanın doğasında olmak zorundadır. Hata, deneyimin ayaklarıdır. Yürüdükçe yani hata yaptıkça deneyiminiz artar.

İnsan bazen de bile bile hata yapar ki buna da yanlış denir. Yapılan yanlış bilerek tekrarlandığında ise bu artık insanın tercihi ve yaşamındaki ağırlık noktası olmuştur. Ancak daha en başında yani hata aşamasında insanı yakalayıp esir eden, çeşitli manipülasyon ve mecburiyetler ile saran bir zihin yapısı onu bulur. “ALGI GERÇEKTİR.” Mottosu ise bu zihin yapısının sloganı ve aracıdır.

“ALGI GERÇEKTİR.” Mottosu manipülasyon ve duygusal boşlukların kullanım aracıdır. En çokta iş hayatında kullanılan bu manipülasyon mottosunun amacı size kendinizi yetersiz hissettirerek tüm eksiklerin sizde olduğunu size kabul ettirmektir.

Nasıl mı?

Yıllardır çalıştığınız ve başarılı olduğunuz iş yerinizde yaptığınız bir hatadan dolayı size olan bakış açısının değiştirilmesi, sürekli hatanızın önünüze getirilmesi ya da bir şeyler talep ettiğinizde “ama sen böyle yapmıştın” denmesidir. Siz bunun bir kereye mahsus bir hata olduğunu ve bu kadar başarının üzerini örtebilecek bir hata olmadığını anlatmaya çalıştığınızda duyacak olduğunuz söz “ALGI GERÇEKTİR.” cümlesi olacaktır. Sonrasında ise size “algıyı düzeltmen için şu işleri yapmalısın, daha çok çalışmalısın, bize kendini ispatlamalısın” şeklinde geri bildirim alırsınız. Bu durum karşısında işinize bağlı olan siz bunun gerçekten büyük bir hata olduğun düşünür ve size olan davranışın doğru olduğunu kabul ederek verilen tüm geri bildirimleri yerine getirmeye çalışırsınız.

Algı neden gerçek değildir?

Daha önce hiç yemediğiniz ve gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir şey gördüğünüzü düşünün. Onun sizde yarattığı algı başta bilinmezlik olurken daha önce gördüğünüz yenilebilir şeyler arasında onu anımsatan bir şeye benzeteceksiniz. Diyelim ki domatese benzettiniz. Domatesin tadı vb. özelliklerinin onda olabileceğini düşüneceksiniz. Ancak bunun tersi olma ihtimali de aklınıza yer edecek hemen. Çünkü ilk defa gördüğünüz bir şeyle karşılaşıyorsunuz. Gözlemleriniz fikir versede kolektif yaşam size bunun tersi olabileceğini de söyler.

O halde ilk karşılaşmadaki algınız daha önceki gözlemlerinize dayanan bir şeydi ve tam anlamıyla gerçek değildi. İnsan gibi soyut ve somut bileşenlerden oluşmayan ve içeriğinde birçok kavrama yer vermeyen yenilebilir bir şey için bile bir oluşturulan algı gerçek değilken bir insan için algı nasıl gerçek olabilir?

İlk defa karşılaştığınız şeyin yenilebilir olduğunu söyledim ancak bunun yenilebilir olduğunun bir kanıtını size vermememe rağmen siz bunu yenilebilir bir şey olarak algıladınız. Tam anlamıyla sizi manipüle ettim ve olmayan bir şeye inandırdım. Tıpkı size yapılan “ALGI GERÇEKTİR.” manipülasyonu gibi. Bunu yaparken size yenilebilir bir yiyecek sundum ve ilk defa gördüğünüz şeyi onunla eşleştirdim. Yani size bir algı yaptım ve bu doğru değildi.

İlk defa gördüğünüz şeyin gerçekten yenilebilir bir şey olduğunu kabul edelim. Bunu nasıl anlayabilirsiniz? Risk alıp onu yiyip size zarar vermediğini gördüğünüzde bunu kanıt olarak sayabilirsiniz. O halde bundan sonra domatese ve yeni gördüğünüz bu şeye benzeyen yeni şeyler gördüğünüzde bunlara yenilebilir diyebilir misiniz? Diyebilirsiniz. Bunu der ve sizde yarattığı algıyla onu yerseniz daha sonra zehirli çıktığında pişman olmaya vaktiniz olmayabilir. O halde bu denklemde de algı gerçek olamaz.

Şunu sormalıyız,

Neden “ALGI GERÇEKTİR.” manipülasyonuna maruz kalıyoruz?

Çünkü yeteri kadar sorgulamayıp karşınızdakinin size uyandırdığı algıya kapıldığınız için…Bu sizin tarafınızdan geliştirilmesi gereken alanınız.

O zaman kendinize sorun,

Kaç kere manipüle edildiniz ve neden?