Olumsuzu At Olumluyu Getir

Hayat birçok parçadan meydana gelen bir puzzle gibidir. Yaşantımız süresince deneyimlediğimiz her şey, karşılaştığımız her birey bu parçaların içinde var olan ve bizi bir bütüne ulaştıran bir süreçtir. Deneyimlerimizden oluşan yaşamın içerisinde olumlu ve olumsuz deneyimlerimiz ayrılmaz bir ikili gibi sürekli tekrar eder. Bu tekrarlama sürecinde sizleri olumlu ve olumsuz etkileyen yaşanmışlıkların vücudunuza ve yaşantınıza etkisini hiç düşündünüz mü? Şu an aklınıza en mutlu olduğunuz anı getirin desem hemen bir sinema perdesi gibi oynar gözünüzün önünde ve bundan mutluluk duyup vücudunuz serotonin salgılamaya başlar. İşte tam bu noktada olumlu yaşanmışlıklar mutlu hayat için en önemli deneyimlerin başında geldiği kesin. Peki bir de şu açıdan bakalım. Yaşadığınız güzel bir anı, mutlu bir gün veya sizi mutlu eden bir birey herhangi bir sebepten dolayı hafızanızda canlandığında vücudunuzun salgıladığı serotonin sizi ne kadar süre ile tebessüm ettirebiliyor ya da sizi o an gülümseten mutlu eden her ne ise gün içinde size ne kadar etki edebiliyor. Yüksek ihtimal o an sizi gülümsetir, kalabalık bir ortamda iseniz çevrenizdeki insanlara paylaşabilir eğer yalnız iseniz bir süre o anı en detaylı şekilde yaşamak için gözlerinizi kapatıp yatağa uzanırsınız. Bu süreyi 1 x 2 olarak nitelendirebiliriz. Her olumlu deneyimi dakika üzerinden 2 ile çarpabilirsiniz. 1 olumlu deneyimin sizin üzerinizde ki etkisi yaklaşık 2 dakikadır diyebiliriz. Ki insanlar gözleri kapalı iken kendini üzecek şeyleri hiç düşünmezler.  Ya sizi üzen, kıran, inciten hatta travma boyutuna ulaştıran olumsuz deneyimlerinizin sizi günlük hayatınızda ne kadar etkilediğini, tüm yaşantınız içerisinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu hiç gözlemlediniz mi? Sanırım sadece çok üstün körü bir şekilde “ aklıma gelince kötü oluyorum” deyip geçtiniz. Mutlu anlarınızda ki bir anda gelen durgunlaşmanın sebebinin o olduğunu bilmeden yaşamaya devam ettiniz. Bu olumsuz deneyimler öyle etkilidir ki tüm hayatınızı sarıp sizi çok farklı yerlere sürükleyebilir. Kanserli bir hücre gibidir olumsuz deneyimler, olumsuz insanlar. Mutlu anlarınızın çarpanını 1 x 2 olarak belirlemiştik. Yaşadığınız olumsuzlukları, size bunları yaşatanları hatırladığınızda sadece 2 dakikalık bir sürede bunu unutamıyor, o gün hatta belki de sonra ki güne kalarak zihninizi yormaya ve mutlu olmanıza engel oluyor. Tüm bunların bize etkisi 1 x -10 dur. Peki bu 1 x -10 denkleminden nasıl çıkacağız? Yaşam içerisinde en zor şeylerden biri de kendinden bir şeyler vermektir. Ruhunuzdan bir şeyler vermek en zorudur. Ruhunuzdan verdiğiniz şeyler genelde yeri dolmayacak şeyler olmaktadır. Yüce bir insan olmak için en önemli olan şeylerden biri de affedebilmektir. Bazen karşında ki için, bazen kendin için bazen insanlık için affetmen gerekir. Biz kendimiz için affedeceğimiz noktadayız. Noktadayız çünkü bir es vermeyeceğiz, bir kısa mola içinde olmayacağız, geçiştirmeyeceğiz, ötelemeyeceğiz üzerine gideceğiz. Biz affetmeye çalıştıkça içimizde ki nefret belki kin bize küfürler yağdıracaktır “nasıl affedersin onu, o her şeyi hak etmişken sen nasıl bağışlarsın onu” diyerek bunu yapmanıza engel olmaya çalışacak, kendinize haksızlık yaptığınızı düşündürtecektir. Bize yapılan şeyin doğruluğunu asla kabul etmeyeceğiz, onu affederek yapılanları meşru kılmayacağız ancak affedeceğiz. Nasıl mı affedeceğiz? Her ne olduysa, ne yaşandıysa hepsini kabulleneceğiz. Sonra karşınızdaki insanın kötü hatta çok kötü bir insan olduğunu düşünmeden “Ben seni affediyor ve senle ilgili her şeyi hayatımdan çıkarıyorum.” Deyip buna odaklanacağız.  Bunu yaptığınızda ruhunuzda bir hafifleme, zihninizde bir rahatlama hissedeceksiniz, sanki yeni yerler açılmış gibi olacak zihninizde. Bu yeni yerler sizin zihninizde olumsuz deneyimlerin terk ettiği, yeniden keşfetmeye hazır olduğunuz bölgeleriniz. Bu affetme ile birlikte kin ve nefret duygularınızın arasında yaşanacak olan yoğun çatışmada asla pes etmeyin. Her öfkelenmenizden sonra hemen affedin. Siz hayatınız, mutluluğunuz için affediyorsunuz. Vücudunuzda ki ruhsal kanseri yenmek için affediyorsunuz. Geleceği güzel kılmak, mutlulukları sonsuz yaşayabilmek için affediyorsunuz. Siz affettiğinizde verdiğiniz 1 x -10 değer günden güne azalmaya başlayacaktır. Nefret, kin ve öfke değeriniz azaldıkça olumsuz etkilenme çarpanınız o kadar azalmış olacaktır. Her affedişten sonra yapacağınız bir iyilik sizin iyileşmenize daha da yardımcı olacaktır. 1 x 0 oluncaya kadar affetmeye devam edeceğiz. Bu hastalık süreci bitip tam anlamı ile iyileştikten sonra ne kadar daha mutlu, yetkin ve başarılı olduğunuzu; mutluluklarınızı yaşarken artık anlamsız durgunlaşmaların sizi terk edip sonuna kadar mutluluğu yaşayabildiğinizi göreceksiniz. 
Ölümcül hastalıklar ruhta başlar bedende son bulur. İyileşmek için ruhuna yardımcı ol.

Murat ÖZTÜRK