Renklerin Gücüyle Ölçümlenebilen Koçluk

 

Gördüğünüz her şeyin renksiz olduğunu hayal etmenizi istiyorum. Siyah ve beyaz renklerde buna dahil. Karşınıza nasıl bir manzara çıkardı?

Zihninize ilk gelen görüntü bir bulanıklıksa ne yazık ki bulanıklık dahi olamaz. Çünkü bulanık olabilmesi için bir renkle tepkimeye girmesi gerecektir.

Saydam olduğu hissine kapılabilirsiniz ancak saydam olabilmesi için ön cephesinden baktığınızda arkasındakini görmeniz gerekir. Renkler olmadığı için görebileceğiniz bir görüntüde olmayacaktır. O halde renksiz bir dünya için saydamda denilemez.

Bulanıklık ve saydamlık görüntülerinin olamayacağı kesin. O halde soruyu tekrar soruyorum. Gördüğünüz her şeyin renksiz olduğunu hayal etmenizi istiyorum. Siyah ve beyaz renklerde buna dahil. Karşınıza nasıl bir manzara çıkardı?

Zihninizi olabildiğince zorlayıp bir görüntü elde etmeye çalışın.

Sanırım tüm zorlamalarınıza karşın net bir görüntü elde edemiyorsunuz. Bu sizin zihninizin zayıf olduğunu ya da sizden kaynaklı bir eksiklik olduğunu asla göstermez. Daha önce böyle bir deneyim yaşamayıp böyle bir görselle karşılaşmadığınız için zihniniz bunu betimleyemiyor.

Ulaşabileceğiniz en net görüntü ancak bir boşluk olacaktır. O da beyaz ağırlıklı bir görüntü olacaktır.

Renklerin etkileyici varoluşuna şahitlik ediyorsunuz şu anda. Renkler sadece resim yapmak, ev boyamak ya da bir şeyleri değiştirmek için değildir ve olamazda. Bunu ancak ona olan bakış açınızı değiştirdiğinizde ve doğru soruları sorduğunuzda anlayabilirsiniz.

Renksiz bir dünyayı zihnimizde canlandıramadık. O halde sizden zihninizi hayal etmenizi istiyorum. Görüntülerden arındırarak (düşüncelerinizin yansıması olan görüntüler) zihninizi hayal eder misiniz? Buraya üç dakika ayırın lütfen.

Bir sonuca ulaşamadıysanız endişelenmeyin çünkü bu da sizin eksikliğiniz değil. Daha önce kaç kişi zihninin fotoğrafını görmüştür? Zihnin bir fotoğrafı var mı? Hayır.

Bu görsel bir nöron görüntüsü. Hiç hayal ettiğiniz gibi duruyor mu? Sizce renklendirme olmasaydı bunu görebilir miydik?

Kendinizi ifade etmek istediğinizde “zihnimin durumu bu” deyip bu görseli gösterirseniz karşınızdaki insana ne anlatmış olabilirsiniz? Bunu kendimize soralım. Zihninizde ki negatif ya da pozitif değişiklikleri bu görselden anlayabilir misiniz? HAYIR.

Bilim insanları zihnin nöronların bağlantısı üzerine kurulu olduğunu ve tıpkı nöronlar gibi genişleyip daraldığını söylüyor. Biz bu genişleme ve daralmayı buradaki görselle takip edebilme şansımız yok. Bunu ancak zihnimizde olan yoğun duyguların yansıtılmasıyla ifade edebiliriz. Tabii ki bu konuda yetenekliysek. İfade gücünüzün yetkinliği içinde olduğunuz anı birebir anlatabilmek için çok önemlidir.

Bu durumlarda sosyal medyada ya da yaşamda karşınıza bir görüntü çıkar ve “tam olarak beni anlatıyor.” dersiniz. Bu görseli tablo olarak evinize asar, telefonunuzun ekranına koyar ya da sosyal medyada paylaşırsınız. Hepimiz bunu yaşamışızdır. Ancak ne var ki bizi yansıtan görsellerle karşılaşma şansınız çok yüksek değildir. Şans diyorum çünkü sizin elinizden çıkan bir şey değildir. Bir başkası tarafından tasarlanmış bir şeyden bahsediyorum.

Göremeyen bir insan düşünün. Onun için dünya kocaman bir karanlıktır. Ona bütün dünyayı en ince ayrıntısına kadar betimleyerek anlatsanız dahi o bunu zihninde canlandıramayacaktır. Çünkü renkten ve boyuttan yoksundur.

Tüm görseller renkler sayesinde oluşuyorsa ve renkler olmadığında görme yetisinin anlamı kalmıyorsa o halde bizi ifade eden, soyut değişikliklerimizi bir görsel olarak görmemize yarayacak olan ve bizim elimizden her an çıkmaya hazır en büyük kaynağımız renklerdir.

Ruhsal bozukluk içinde olan bir insanın resim yaparken kullandığı renkler ile iyileşme aşamasında ve iyileştikten sonra kullandığı renkler çok farklıdır.

Pigmentlerin gücünü ve farkındalığını koçluk ölçümleme sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak kullanarak koçluk alan bireye gözle görülebilen bir çıktı verebiliriz.

Neden renkleri kullanmalıyız?

Renkler dünyamızı ve zihnimizi görülebilir kılarken kolektif bir bileşen olan insanının içsel ve reel adımların da görülebilir kılmaya ihtiyacı var.

Seanslar arasındaki değişim veya gelişimini sürekli gözlemleyebileceği ve kendini ifade edebileceği bir resminin olması koçluk alan bireyin zihnindeki kendini görülebilir kılmasını sağlayacak.

Koçlukta bireyin kendini daha iyi ifade edip görebilmesi için metafor tekniği etkili olmakla birlikte zaman içerisinde zihinde silikleşip unutulabiliyor. Bu süreç sonunda kişi kendisine çizdiği yol haritasının dışına çıkabiliyor çünkü sadece zihinsel motivasyonun ömrü özellikle uzun hedefler için yeterli gelmiyor. Renkler ile birlikte atılan her adım ve alınan her aksiyonun bireyin nöronlar üzerinde yaptığı değişikliklerin üç boyutlu resmini alabiliyoruz.

Tüm bu görünebilir kılma süreci bireyin bir fitness sporcusunun ayna karşısında kasların tepkimesinden aldığı motivasyonu almasını sağlıyor. Bunun dışında ise geriye dönük şekilde kendiyle ilgili fikir edinirken süreç içerisinde ve sonundaki değişimin görüp sürece dair analiz geliştirebilmesine imkân veriyor.

Bu süreç koçluk alan bireyin pozitif ya da negatif sergilediği davranışlar ve sürece uyum oranına göre kendinde gerçekleşen pozitif ya da negatif sonuçların nedenlerini daha iyi öğrenebilmesine sebep oluyor.

Özetle koçluk alan bireyin zihin ve eylemlerinin resmeden ve bunu tamamen kendi renkleri ile bir eser haline dönüştüren duygusal bir zekadan bahsediyoruz.

Önemli noktalar.

Bu uygulamada kullanırken renkleri sarı, kırmızı, mavi ve yeşil ile çerçevelenen kişilik tipleriyle karıştırılmaması gerekir.

Bu uygulamayı koçluk sürecine dahil edecek olan koç’un Murat Öztürk Akademi tarafından yayınlanacak olan “pigmentlerle koçluğun ölçümlenmesi” içeriğine göre dahil etmesi gerekmektedir. Çünkü arama motorlarında renklerin anlamlarıyla ilgili bilgilere ulaşmaya çalıştığınızda genelde pozitif ve neredeyse genel geçer bilgiler verilmektedir. Ancak renkler yaş grupları gibi birçok farklı etmenlerin tepkimesine göre farklı anlamlar barındırmaktadır.

Son söz.

Yaklaşık 45 saatlik koçluk süreçlerinde kullanılan bu yöntem ile yüksek verimlilik, memnuniyet ve sağlıklı analizler elde edilmiştir.

İnsanlar zihinlerini ve ruhlarını karşılarında görebildiklerinde eylemsel disiplinleri ve inançlarına sahip çıkmaktadır. Kimse kendisini kötü resmetmek istemez.