Stoizm İle Kalıcı Başarıya Ulaşmak İster misin?

Stoizm, felsefe akımları içinde teoride kalmayarak hayatın gerçeklerine ve sorunlarına pratik çözümler üreten bir düşünme sistemidir. Epictetus, Seneca ve Marcus Aurelius tarafından ölümsüzleştirilmiştir.

Hayata ve dünyaya kesin bir gerçeklik ve mantık ile ele alma prensibi üzerine kuruldur.

Marcus Aurelius “İnsan kendi zihnine hükmedebilir, dış dünyadaki olayları tam anlamı ile kontrol edemez. Bunu kavrayan ve uygulayanlar muazzam bir güce sahip olur.” der. Marcus Aurelius’ un bu sözü stoizmin bireyin kendine ve bakış açısına olan verdiği değer ile bu uygulama sonucunda ancak güçlenebileceğini net şekilde ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.

Marcus Aureliusun bu bilgece söylemini günümüz dünyasında üç kelime haline getirecek olursak buna “etki alanına odaklan” demek çok doğru olacaktır. Aureliusun cümlesini stoizmin tam ortasına oturtan şey ise “kavrama ve uygulama” eylemleridir.

“Etki alanına odaklan” eyleminin hayata geçebilmesi için bireyin ihtiyacı olan üç ana kavram vardır. Bunlar “kabul, analiz ve çözüm” dür. Bu uygulamayı “3+3 ile Stoik Başarı” olarak isimlendiriyorum. Stoizm ile gelen başarı bireyi her alanda donanımlı hale getirmesi ile diğer tüm başarı araçlarından farklılaşmaktadır.

3+3 ile stoik başarı nasıl yakalanır?

İlk 3’lü olan kendi alanına odaklanmak eylemi başlı başına bir erdemdir.

“Etki”, bireyin kendi ve çevresiyle ilgili yüksek farkındalığa ulaşmasıdır.

“Alan” ise kendi ve çevresiyle ilgili farkındalığın getirdiği yüksek verim ile neyin etkisinde ya da etkisi dışında olduğunu bilerek alanını doğru belirlemesidir.

“Odak” bölümünde ise “etki” ve “alan” kısımlarını netleştiren bireyin odağına alacak olduğu konu ya da eylemlerin doğru seçimidir. Bir ve ikinci başlıklarda ki yüksek farkındalık “odak” başlığının en doğru seçimi yapmasına olanak sağlayacaktır.

Etki alanına odaklanmanın başlı başına bir kavrayış ve yüksek farkındalık ile uygulamaya geçirilen sistemli bir vizyon olduğunu görüyoruz.

İkinci 3’lü ise “etki alanına odaklan” vizyonunun hayata geçirilmesinde en doğru seçimleri yapmamızı sağlayıp eylemin hayata geçmesinde yolumuzu aydınlatacak üç kavramdır. Birey “kabul” aşamasında kendine yargısız ve kayırmadan objektif bir gözle bakarak kendiyle ilgili her şeyi kabul edebilmelidir ki kendiyle ilgili doğru kararlar verebilsin. Bu farkındalıktan sonra “analiz” ve “çözüm” başlıkları soracak olduğumuz doğru ve güçlü sorular ile mevcut durumu okuyabilme kabiliyetimizin vereceği sonuçlarla şekillenecektir.

Seneca “Tüm düşünce ve gayretini hedefine ulaşmak için odakla. İnsanların kafasını karıştıran (hedefinden uzaklaştıran) şey dış dünyadaki gelişmeler değil, kendi ürettiği düşüncelerin çelişmesidir.” Diyerek Marcus Aurelius gibi bizleri gene kendimize yani zihin ve bakış açımıza çekmektedir.

Günümüzde başarı kavramı özellikle iş hayatında bireyin kendisine koyduğu hedeflerin gerçekleştirilmesidir. Bu tanım üzerinden baktığımızda da başarının gerçekleşmemesindeki en büyük etken bireyin kendine değil etki alanı dışına odaklanmasıdır. Değiştiremeyeceği bir sistemin içinde kendi için neler yapabileceğine bakmak yerine sürekli sistemle savaşması Don Kişot’un yel değirmenlerine açtığı savaştan farksızdır.

Çözüm değil bahane üreten insanların yaptığı en sık eylem sürekli olarak çözümsüz eleştiri getirmek ve başarısızlıklarını sisteme bağlamaktır. Aynı sistem içinde başarılı olan insanların yaptığı şey ise kendine odaklanıp konu ve olaylara bakış açısını değiştirmektir.

Stoacılar düşündüğü kadar hareket eden, değişken bakış açısına sahip eylem ve kendine odaklı bireylerdir. İş hayatında büyük başarı yakalamış Rockefeller, Jeff Bezos, GE’yi yeniden ayağa kaldıran Jack Welch ve Steve Jobs’un iş prensipleri arasında stoizm felsefesinin olduğunu görmek hiç şaşırtıcı değildir.

Başarı için felsefenin olmazsa olmaz önemi nedir?

Kurumsal şirketlerde özellikle alt düzeyden başlayarak tüm yöneticilere birçok eğitimler verilmektedir. Verilen eğitimler ile birlikte bir verimlilik beklentisi oluşmaktadır. Kişinin kendinde, yönettiği işte ve yönettiği kişilerde farklılık görülmesi beklenmektedir. Bununla birlikte verimlilik genelde beklenenin altında kalıyor ya da eğitim uygulamaya dönüşmüyor. Bu sorunların temel problemi kişinin düşük farkındalığıdır. Bireyin zihinsel donanımın düşüklüğü algı ve eylem noktasında beklenen verimin gerçekleşmesine en büyük engeldir.

Felsefe tam burada devreye girerek, sadece iş hayatındaki alanı değil zihinsel donanımının yükselmesine pozitif etki etmektedir. En başta kavramların anlaşılması, doğru ve güçlü soru sorma, retorik, kendini sorgulama ve fark etme başlıklarında bireyin kendini harekete geçirmesini sağlar. Bu temel zihinsel çark çalışmadığında verilen eğitimler havada kalma olasılığı yüksektir.

Arzulanan kalıcı başarı felsefenin en eylemsel akımı olan stoizm ile size gelecek. 3+3 formülü ve Stoacı bakış açısı sizi uçtan uca donatacak ve beklediğiniz kişisel gelişim, iş hayatında başarı ve kültürü size getirecek.